| |
abandon(-ed) | terketmek, abandoned fields terkedilmiş tarlalar |
abaxial | eksenden uzakta olan taraf ile ilgili, follicle with 3 abaxial nerves folikülün eksenden uzak olan yüzü (dış yüzü, sırtı) 3 damarlı |
abbreviate(-d) | kısaltmak, stem with numerous abbreviated lower irıternodes gövde çok sayıda kısalmış intemodyumlar (düğümlerarası) ile |
abbreviation | kısaltma, bir kelimenin kısaltılmış şekli |
aberrant | anormal, sapkın, normalden sapmış, it could be an aberrant form of A.p. A.p. türünün bir anormal formu olabilirdi |
able | muktedir, to be able becerebilmek |
abnormal | anormal, düzgüsüz, kaideye uymayan, normal dışı, umbels are abnormally shaped due to etiolation etyole olduklarından dolayı umbellalar anormal bir şekil almıştır, abnormality anormal durum |
aboriginal | bir yörenin en eski yerlisi, en eski halkından |
abort(ed) | verimsiz olmak, düşmek, dumura uğramak, one side of the verticillaster usually aborts çevrel çiçek durumunun (vertisillaster) bir yanı genellikle verimsiz kalır, flowers perfect or gynoecium aborted çiçekler tam veya dişi organ dumura uğramış |
abortion | gelişememe, olgunlaşmadan düşme, capsule 1-seeded by abortion olgunlaşamama sonucu kapsula 1-tohumlu |
abortive | olgunlaşmadan düşen, tohum bağlamayan, düşük, infrutescence strongly abortive, many fruits falling before maturity meyva durumu çok düşük verir, birçok meyva olgunlaşmadan düşer |
abound(-ed) | bol olmak, to abound with gum bol miktarda zamk taşımak |
about | hakkında, yakınında, civarında, yaklaşık, densely hairy about mouth ağız çevresinde sık tüylü, Central hollow of stem about 415 the stem diameter gövdenin orta boşluğu gövde çapının yaklaşık 4/5 ü kadar |
above | yukarıda, üstünde, above ali, herşeyden fazla, bilhassa, above-cited yu karıda zikredilmiş, above-ground shoots toprak üstü sürgünler |
abrupt | çok dik, bract ending abruptly in a subulate cusp brakte aniden biz şeklinde sivri bir uzantı (kuspis) ile nihayet bulur |
absciss(-ed) | kopup düşmek, upper part of calyx abscissing in fruit leaving a persistent basal part meyva zamanında kaliksin üst kısmı enine olarak ayrılıp düşer ve taban kısmı devamlı olarak kalır, leaves with abscissing stipules yapraklar kopup düşen stipulalar ile, |
absence | eksiklik, yokluk, in the absence of mature fruit olgun meyva eksikliğinde, abserit eksik, yok, mevcut değil |
absolute | mutlak, kayıtsız şartsız, salt, saltık, the presence or absence of the ray floyvers is the only absolute point of dijference between the two subspecies kenar çiçeklerin varlığı veya eksikliği iki alttürü ayırt eden tek kesin farktır, absolute length of co |
abstract | özet, abstraction özet çıkarma |
abundance | bolluk, çokluk, because of the abundance of intermediate forms ara formların çokluğundan dolayı, abundant mebzul, bol, scales abundantly fimbriate pullar bol saçaklı |