HERBARYUM TEKNİKLERİ
Herbaryum en kısa ve açık tanımı ile, sıkıştırılarak kurutulmuş
bitki ömekleri kolleksiyonudur. Ancak bu ömeklerin, kabul
edilmiş belli bir sınıflandırma sistemine göre düzenlenmiş
ve bilimsel araştırmalara ışık tutucu olabilmesi için, belirli
yöntemler ve tekniklere göre toplanmış olması gerekmektedir.
Bu bilgilerin ışığı altında oluşturulmuş bir herbaryum biyoloji,
tıp, eczacılık, ziraat ve daha değişik bir çok konularda
çalışacaklara bir danışma, dökümantasyon merkezi olarak
temel bir kaynak niteliğindedir. Bu nitelikteki herbaryumlar
aynı zamanda öğretim ve araştırma merkezleri olarak görev
yaparlar.
Son kayıtlara göre, bitkilerin kuru örnekler olarak kartonlara
yapıştırılıp saklanmasını ilk kez Lucca Ghini (1490-1556)
uygulamıştır. Arber (1938) göre, Ghini herbaryum yapma tekniğini
başlatan kişidir. Bu teknik Avrupa'ya öğrencileri tarafından
yayılmıştır. Linneaus devrine kadar yapılmış olan herbaryumlar
bir kartona yapıştırılır ve ciltlenerek raflarda dikey olarak
saklanırlardı. Linneaus bu herbaryum yapma tekniğinden ayrılarak
bitkilerin yapıştırıldığı kartonları tek tek ve yatay olarak
saklanması yöntemini başlatmıştır. İlk araştırıcılar önce
örnekleri kendi kolleksiyonlarında biriktirmeye başlamışlar
ve bu birikimlerin sonucunda diğer herbaryum merkezleri
ile örnek değişimlerine girişmişlerdir. Bu şekilde yapılan
değiştirmeler, toplanan örneklerin değişik herbaryum merkezlerinde
saklanmasını sağlamış ve bunun sonucunda yangın, böcek,
bakımsızlık ve hatta savaş sonucunda bile olsa tüm örneklerin
yok olması önlenerek, birçok degerli kolleksiyonun günümüze
kadar ulaşması sagıanmıştır. Örnegin: Berlin-Dahlem herbaryumu
1943 yılında II.Dünya Savaşında müttefik kuvvetlerce bombalanrnış
ve 4 milyondan fazla bitki örnegi büyük zarar görmüştür.
Yalnızca degişime giden veya başka araştırma merkezlerinde
üzerinde çalışılan herbaryum örnekleri kurtulabilmiştir.
Herbaryumlar, kişisel, özel kuruluşlara veya araştırma
enstitülerine, üniversitelere, doga tarihi müzeleri gibi
devlet kurumlarına ait olabilirler. Ayrıca ulusal veya uluslararası
nitelikte de olabilirler. Çok çeşitli olan bu herbaryumların
degişik amaçları bulunmaktadır. Kişisel herbaryumlar bir
merak nedeni ile başlayabildigi gibi, çok seyahat eden ve
bir çok kimsenin gitmediği yerlere gidebilen bitkibilimci,
yerbilimci, cografyacı, dağcı, denizci ve doğa sever kimselerin
topladıkları örneklerden oluşmaktadır. Bu herbaryumlar ulusal
herbaryumlara hediye edilerek, o herbaryumun içine yerleştirilmekte
veya toplayan kişinin adı altında özel bir bölümde saklanmaktadırlar.
Örnegin: Linne, Boissier, Huber-Morath herbaryumları gibi.
Özel kuruluşlar ise yalnız çalıştıkları konu ile ilgili
bitki örnekleri toplayıp herbaryumlarını kurarlar. Özellikle
ham madde üreten ilaç ve kozmetik fabrikaları bu tip herbaryumlara
sahiptirler. Araştırma enstitüleri çalışmalarının daha verimli
olabilmesi için, konuları ile ilgili tüm örnekleri toplamaya
ve herbaryumları kurmaya özen gösterirler. Örnegin: Ormancılık
Araştırma Enstitüsü (ANKO), Şeker Pancarı Araştırma Enstitüsü
(ANŞK) gibi. Üniversite herbaryumları değişik amaçlar için
kurulabilir. Üniversitenin bulundugu bölgenin bitkilerini
veya o üniversitenin araştırma yaptığı bir yörenin bitkilerini
toplayarak herbaryumları kurabilirler. Önceleri yöresindeki
bitkileri toplayarak herbaryumlarını kuran üniversiteler
daha da genişleyerek tüm ülkenin bitkilerini kapsayan zengin
bir herbaryuma sahip olabilirler. Ülkenin degişik bölgelerine
dagılmış üniversitelerin kurmuş oldukları bu herbaryumlar
ileride kurulacak ulusal bir herbaryumun temelini oluştururlar.
Bunun yanında üniversitelerde konuları ile ilgili bitkileri
toplayan değişik fakülte ve bölümlere ait herbaryumlar da
bulunur. Orman fakültesinde ormanlarımızı oluşturan bitkilerin
herbaryumu, Eczacılık fakültesinde tıbbi ve zehirli bitkiler
herbaryumu, Deniz bilimleri bölümünde alg herbaryumu, Mikoloji
bölümünde mantar herbaryumu gibi. Populasyon çalışması yapan
araştırmacılar ise aynı bitki türünden çok sayıda örnek
toplayarak herbaryum kurabilirler. Bu tip herbaryumlara
Ekolojik Herbaryum adı verilir. Ulusal herbaryumlar
kendi ülkelerinin tüm bitkilerini bulundurarak, o ülkede
yapılan flora çalışmalarında baş vurulacak ana bilgi kaynagını
oluştururlar. Uluslararası herbaryumlar ise bir kıt'a, bir
cografik bölge veya tüm dünya bitkilerini kolleksiyorılarında
bulundurma çalışması içindedirler. Bu nedenle diğer ülkelerin
ulusal veya üniversite herbaryumları ile sıkı bir işbirliği
içinde bulunurlar. Herbaryumlardaki bitki örneği sayısı
çoğaldıkça, sorunlar da doğal olarak büyür. Örnekleri yerleştirileceği
dolaplar, korunması yönünden uygulanacak yöntemler, tayinleri
için yapılacak bilimsel çalışmalar, dış ülkelerdeki herbaryum
merkezleri ile yapılacak örnek değişimleri gibi işleri yürütecek
bilim adamlarına, uzman, teknisyen gibi elemanlara gereksinim
vardır.
Günümüzde çalışan herbaryumlara gelince, en eskilerinden
biri 1588-1589 yılları arasında kurulan İsviçre, Basel Üniversitesi
Botanik Enstitüsü Herbaryumudur. Paris Milli İlimler Müzesi
1635, Toriru Üniversitesi Botanik Enstitüsü Herbaryumu 1729,
Viyana Tabii İlimler Müzesi Herbaryumu 1748 yıllannda kurulmuşlardır.
Radford (1974) çeşitli enstitüler tarafından rapor edilen
148 milyon Herbaryum örneğine karşın bu sayının 250 milyon
olabileceğini tahmin etmektedir. 70 milyonu Avrupa,
36 milyonu Kuzey Amerika herbaryumlannda, geri kalanların
ise diğer ülkelerdeki herbaryumlarda olabileceği düşünülmektedir.
İngiltere'nin Kew (Kodu K), S.S.C. Birliğinin Leningrad
(Kodu LE). Fransa'nın Paris (Kodu P) ve Lyon (Kodu LY),
İsviçre'nin Cenevre (Kodu G) herbaryumlan içerdikleri tür
sayısı bakımından dünyanın en zengin herbaryumlan arasındadır.
Yurdumuzda bulunan en eski herbaryumlar, yabancı okullar
tarafından küçük müzeler halinde kurulmuşlardır. Istanbul
Sankt Georg Avusturya Lisesi, Saint Benoit Fransız Erkek
Lisesi ve Robert Koleji Herbaryumunu sayabiliriz. Bilimsel
olarak herbaryum kurulması 1933 Üniversite reformu ile başlamıştır.
İstanbul Üniversitesinde Prof. Dr. Alfred Heilbron ve Ankara'da
Yüksek Ziraat Enstitüsünde Prof.Dr. Kurt Krause tarafından
kurulan herbaryumlar bu konudaki çalışmaların başlangıcı
sayılmaktadır.
Yurdumuzdaki herbaryumlan iki grupta toplayabiliriz.
-
Üniversiteye bağlı herbaryumlar
-
Araştırma Kurumlarına bağlı herbaryumlar
Üniversiteye bağlı çalışan herbaryumlar ve kodları:
1.1. İstanbul Üniv.
Fen Fak. Herbaryumu (ISTF)
1.2. İstanbul Üniv. Ecz. Fak.
Herbaryumu (ISTE)
1.3. İstanbul Üniv. Orman Fak.
Herbaryumu (ISTO)
1.4. Ankara Üniv. Fen Fak. Herbaryumu
(ANK)
1.5. Ege Üniv. Fen Fak. Herbaryumu
(EGE)
1.6. Hacettepe Üniv. Fen Fak.
Herbaryumu (HUB)
1.7. Atatürk Üniv. Fen Fak.
Herbaryumu (ATA)
1.8. Selçuk Üniv. Fen-Edebiyat
Fak. Herbaryumu
1.9. Karadeniz Teknik Üniv.
Orman Fak. Herbaryumu
1.10. Fırat Üniv. Fen-Edebiyat Fak.
Herbaryumu
1.11. Ege Üniv. Ecz.Fak. Herbaryumu
(IZEF)
Araştırma Kuruluşlanna Bağlı Herbaryumlar
2.1. Ankara Ormancılık Araştırma Enst.
Herbaryumu (ANKO)
2.2. Ankara Şeker Pancan Araştırma Enst.
Herbaryumu (ANKŞ)
2.3. Bornova Zirai Mücadele Enst. Herbaryumu.
İzmir
2.4. Devlet Su İşleri (DSİ) Araştırma
Merkezi Md.lüğü Herbaryumu. Ankara
Tüm bu herbaryumlardaki bitki sayısı kesin olarak bilinmemekle
beraber 200.000 kadar bitki örneği olduğu sanılmaktadır.
1. Çiçekli Bitkilerin Herbaryumu
Herbaryuma girecek bitki örneklerini doğadan toplarken,
bilimsel bir çalışmaya ve araştırmaya yararlı olabileceği
düşünülerek, örnekler dikkatlice toplanmalıdır. Diğer önemli
bir konu ise bu örneklerden uzun yıllar yararlanabilmek
için, belirli yöntemler uygulanarak herbaryum merkezlerinde
saklanmaları konusudur. Doğadan canlı olarak toplanan her
bitki örneğinin bir hacmi vardır. Bu nedenle toplanan bitkiler
belli bir teknik uygulanarak yassılaştınlır ve kurutulur.
Kurutulan bu örnekler herbaryum kartonlarına yapıştınlır
ve uzun yıllar yararlı olabilmeleri için dolaplarda korunmaya
alınır.
Her bölgenin kendine özgü doğal koşulları vardır. Deniz
kıyısından başlayarak yükseklere doğru tırmanıldığında görüleceği
gibi, her kuşak ayrı bir özellik gösterir. Bu doğa koşullarında
bulunan bitki toplulukları da birbirlerinden farklı zamanlarda
çiçeklenecekleri için, değişik bir görünüm içindedirler.
Araştırıcılar ve doğa severler bu koşulları göz önünde tutarak,
çalışma programlarını ona göre yapmalıdırlar. Örneğin: Akdeniz
ikliminin egemen olduğu kıyı kesimlerde ilkbahar ve yaz
başları bitki toplamak için en uygun zamanlardır. Yazın
sıcak aylarında bitkiler kuruduğu için, flora geçmiş olacaktır.
Ancak, bu sırada yüksek dağlardaki flora kar ve serin rüzgarların
etkisi ile çok zengindir. İlkbaharın ilk aylannda çalışmaya
deniz kıyısından başlayıp, yaz ortalarında yüksek dağlarda
ve yaylalarda devam edilirse gelişmeleri daha iyi izlenebilir
ve zengin bir bitki kolleksiyonuna sahip olunabilir.
Çevremizde gözlediğimiz gibi, yerleşim merkezlerinin bulunduğu
bölgelerde bitkiler genellikle değişik nedenlerle yok edilmişlerdir.
Yerleşim merkezlerinden uzak, toprak ve coğrafik yapısı
değişik olan bölgeler, yüksek dağlar ve yaylalar, dik yamaçlar,
bataklıklar, göller, ekim-dikim yapılmamış kültür arazileri
flora yönünden çok zengin oldukları için araştırıcıların
ilgisini çekmişlerdir. Bu çalışma bölgelerine aynı mevsimin
değişik zamanlarında ve ayrı mevsimlerde bir kaç kez gidilirse
tüm bitkilerin toplanması mümkündür. Büyük topluluk meydana
getiren bitkiler, o toplulukların altında yetişen tek yıllık
otsu ve yarı çalımsı bitkiler ve çalışma bölgesindeki taşlık,
çayır, yamaç, dere kenarı, su içi, orman altı, kumluk v.b.
gibi değişik habitatlarda bulunan bitkilerin, o bölgenin
florasının tanımlanması bakımından kesinlikle toplanması
gerekmektedir.
Bu çalışmaların sonucunda toplanan bitki örneklerinden
bilimsel araştırmalara ve çalışmalara büyük katkıları olan
herbaryum merkezleri kurulur.
Her zaman yararlanabileceğimiz bir herbaryumun kurulabilmesi
iki aşamada gerçekleşir.
-
Bitkilerin, ileride yapılacak bilimsel
çalışmalara yararlı olabilmesi için belli bilgilerin ışığı
altında toplanması, kurutulması ve etiketlenmesi.
-
Toplanan bu bitkilerden uzun yıllar
yararlanmak ve varlıklarının sürekliliğini sağlamak için
belli teknikler kullanılarak saklanması.
1.1. Bitki Toplanması, Kurutulması ve Etiketlenmesi
Bitkilerin, gelecekte yapılacak bilimsel çalışmalara yararlı
olabilmesi için toplanması, kurutulması ve etiketlenmesi
aşamasını dört bölüm altında inceleyebiliriz.
1.1.1. Toplamada Gerekli Olan Malzemeler
-
Arazide çalışma sırasında kullanacağımız,
ortaboyda, sağlam ve kullanışlı bir not defteri.
-
El büyüteci. x6 veya xl0 büyütmeli olanlar
kullanışlıdır. Bir ipe geçirilmiş ve boynumuzda taşınabilecek
büyüklükte (Şekil I.a).
-
Topladığımız bitkileri içersine koyacağımız
plastik torba veya metal çantalar (Şekil I.b).
-
45 x 30 cm. boyutlannda tahtadan veya
metalden yapılmış değişik tipte presler. Kafes şeklinde
ve sağlam olarak yapılmış ağaç presler hafif olduğu için
daha kullanışlıdır (Şekil I.c.).
-
Presleri sıkmak için örgü kemerler daha
kullanışlıdır. Deri kemerler kuru ve sıcak havalarda çatlayacağı
için kısa ömürlü olurlar. Bel kayışında kullanılan tipte
olan tokalar arazide kırıldığı zaman onarılmaz ve bu nedenle
kullanışsızdır. Aynı büyüklükte çelikten yapılmış iki
halkayı kemerin uç kısmına dikerek çok kullanışlı bir
kemer tokası yapılabilir (Şekil I.d.).
-
Bitkileri topraktan sökmek için çelikten
yapılmış zıpkın, çapa veya kazma kullanılır (Şekil I.e).
Sert ve kuru topraklarda zıpkın pek kullanışlı değildir.
Dağ kazması en kullanışlısıdır. Zıpkın 45 cm. Uzunluğunda,
2.94 cm. çapında ve 3 rnrn. kalınlığında bir borudan yapılabilir.
Boru, boyuna olarak ortadan 30 cm. kesilir ve 15 cm.'de
sap bırakılır. 45 cm. uzunluğundaki bir borudan iki zıpkın
elde edilebilmektedir.
Preste kurutma kağıdı olarak kullanılacak
en iyi kağıt kaba samanlı beyaz kağıtdır. Ancak gazete
kağıtlanda kullanılabilir. Kurutma kağıtlan (papya) ve
gazete kağıtlan 44 x 28 cm. boyutlannda olup presten biraz
küçük olmalıdırlar.
-
Altimetre. Bitkilerin toplandığı yükseklikleri
saptamak için gereklidir (Şekil I.f). Araştırmaya başlamadan
önce altimetre yüksekligi bilinen bir yere göre ayarlanmalıdır
ve araştırma boyunca doğruluğu sık sık kontrol edilmelidir.
Ömeğin: Haritada yüksekliğini okuyabildiğimiz bir göl,
karayolları trafık işaretleri veya tren istasyonlarındaki
levhalardan okunabilir.
-
Dürbün. Büyük ve ağır olmayan ancak
büyütmesi iyi olan bir dürbün, bitki ömeklerini yamaçlarda
ve vadilerde gözlemek ve tanımak bakımından toplamada
zaman kazandıracağı için çok kullanışlıdır.
-
Kaya yamaçlarından, ağaçlardan ve boyumuzun
yetişemediği yerlerden bitki ömeklerini almak için çelikten
yapılmış, eklenerek uzatılan ve ucunda kesici bulunan
(çakı, bıçak v.b. gibi) bir alette kullanılabilir (Şekil
I.g.).
-
Plastik şişe veya kavanozlar.
-
Toplanan tohumlan koyabileceğimiz kağıt
zarflar.
-
Çalışılacak bölgenin haritası.
-
Pusula.

Şekil 1: Bitki toplamada
gerekli olan malzameler: a- el büyüteci, b- metal çanta, c-
değişik tipte presler, d- kemer tokaları, e- zıpkın ve çapa,
f- altimetre, g- dal kesme gereci.
1.1.2. Toplamada Bilinmesi Gereken Bilgiler ve Teknikler
Bildiğimiz gibi doğada değişik özellikleri olan birçok
familya ve bu familyalara ait değişik cins ve cinslerden
çok sayıda türleri bulunmaktadır. Bitki örneklerinin tayin
edilebilmesi için gerekli parçalannın toplanması ve bu toplama
sırasında da bazı notların alınması gerekmektedir. Eksik
toplanan ömekler kesinlikle tayin edilemez, yapılan bütün
işler boşa gider ve örneklerde bir ot yığınından başka bir
şey ifade etmezler. Bitki toplama sırasında hangi familyada
hangi bitki kısımlarının toplanacağının bilinmesi ve bitki
ömeklerinin bu bilgilerin ışığı altında toplanması gerekmektedir.
Bu nederıle bitki toplayan kişinin bu bilgileri bilmesi
veya yanında bu bilgileri kapsayan bir el kitabını bulundurması
çok yararlıdır.
Toplanacak ömeklerde kök, gövde, çiçek ve meyvanın bulunması
en çok istenebilir bir olaydır. Ancak bir bitki üzerinde
aynı anda meyva ve çiçek bulunmayabilir. Bu durumda çiçekli
ve meyvalı bitkiler ayrı ayrı toplanırlar. Toplanacak bitkinin
sağlam, yapraklarının tam, çiçeklerinin açmış ve zarar görmemiş,
meyvalarının ve tohumlarının olgunlaşmış olması gerekmektedir.
Tek yıllık otsu bitkiler çapa veya kazma yardımı ile topraktan
rahatça sökülebilirler. Soganlı veya yumrulu bitkilerin
bu toprak altı kısımları derinde olacağı ve toplama sırasında
gövdeden kolaylıkla kınlıp ayrıabileceği için, bitkinin
toprak altı kısmı görülünceye kadar tek bir taraftan kazılmaya
başlanır ve toprak altı kısımları görülünce bitkinin gövdesi
kazılmış tarafa dogru yatınlarak bitki topraktan çıkarılır.
Çok yıllık otsu bitkilerde örnek büyük degilse, bitki kökü
ile birlikte alınır. Eğer ömek büyük ise köke yakın bir
yerinden kesilir ve koparılır. Örneğin büyük olması halinde
ömek preste gazete kagıdı arasına sığamıyacağı için bitkinin
alt yaprakları gövdenin yapraklı kısımlanndan 2-3 parça
ve çiçek durumlarını gösteren çiçekli dallar kesilerek alınır.
Bitkinin uzunluğu ve duruşu ile ilgili bilgiler arazi not
defterine yazılır. Ağaçlardan toplama biraz daha degişiklik
gösterir. Çiçek, meyva ve bazen de yaprak agaç üzerinde
aynı anda bulunmayabilir. Bu nedenle degişik zamanlarda
aynı ömeğin genç yaprakları, çiçekleri, çiçeklenme evresindeki
yaprakları, meyvaları ve meyva evresindeki yaprakları toplanır.
Ağacın dış görünümünü belirtmek için şekli çizilir veya
fotoğrafı alınır. Orchidaceae familyasına ait türler
topladıktan sonra şekillerinin bozulması. Preste renklerinin
solması veya kararması nedeni ile tayin edilmeleri oldukça
zorlaşır ve bu nedenle bitki toplanmadan önce fotograflarının
çekilmesi tayini kolaylaştırdığı için son yıllarda uygulanan
yeni bir yöntemdir.
Toplanan bitki ömekleri naylon torba veya metal çantalar
içine düzgün olarak yerleştirilir. Pres yapmak için torba
veya çanta boşaltıldıgında ömekler rastgele yerleştirilmedigi
için aynı türler yanyana bulunacak ve pres yapımı sırasında
çok zaman kazandıracaktır. Her bitkiden 5-8 adet alınması
yapılacak adlandırma çalışmaları sırasında yararlı olacak
ve diger herbaryum merkezleri ile bitki degişimine yardımcı
olacaktır.
Bitki ömeklerinin toplanması sırasında üzerinde bulunması
gereken kısımlar ve alınacak notlar aşağıda belirtilmiştir.
Bu kısımların toplanmaması ve gerekli notların alınmaması
durumunda bitkinin isimlendirilmesi çok güç ve bazende olanaksız
olabilecektir.
Familya
|
Alınması Gereken Kısımlar
|
Dikkat Edilmesi ve Alınması Gereken Notlar
|
Acanthaceae
|
Çiçek ve meyva. |
Çiçekleri toplandıktan sonra
düşer. |
Aceraceae
|
Yaprak ve meyva. |
|
Alismataceae
|
Çiçek ve meyva |
Erkek ve dişi çiçekler toplanmalı.
Meyvalı pediselin durumu not edilmeli. |
Amaranthaceae
|
Olgunlaşrnış meyva |
Monoik veya dioik oldugu
not edilmeli. Mümkünse staminat ve dişi çiçekler toplanmalı. |
Amaryllidaceae
|
Yaprak |
Yaprak rengi not edilmeli. |
Anacardiaceae
|
Yaprak ve olgunlaşrnış meyva. |
|
Apiaceae (Umbelliferae)
|
Olgunlaşmış meyva ve dip
yapraklar. |
Büyük çok yıllık otsularda
bitki boyu not edilmeli. |
Araceae
|
Meyvalı ömek tek başına pek
geçerli degildir. Çiçekler, çiçek durumu, toprak altı
parçaları ve yapraklar daha önemlidir. |
|
Aristolochiaceae
|
Çiçek ve toprak altı kısımları. |
Periantın dışı ve dudak kısmının
rengi, dudak şekli (kulaklı ve kulaksız) not edilmeli.
Periantı yarılarak pres edilmeli. |
Asclepiadaceae
|
Çiçek ve/veya meyva |
Çiçek rengi. yaprak sayısı
ve dizilişi. özsu rengi. meyva pediseli ( dik veya
geriye kıvrık oluşu) not edilmeli. |
Asteraceae
|
Olgunlaşmış meyva ve dip
ve orta yapraklar ile toprak altı parçaları |
Tübsü ve dilsi çiçek rengi
(Compositae) not edilmeli. Başçıklar çok büyük oldugu
zaman ortadan yarılarak pres edilmeli. |
Betulaceae
|
Meyvalı çiçek |
Ağacın kabuğu not edilmeli. |
Boraginaceae
|
Çiçek ve olgunlaşmış meyva |
Çiçeklerin yarılarak pres
edilmesi yararlıdır. |
Brassicaceae
|
Olgunlaşmış meyva, çiçek,
rozet yapraklar ve toprak altı kısımları |
Çiçek rengi not edilmeli |
Cactaceae
|
Çiçekler, gövde üzerindeki
oluklar ve dikenler. |
Fotoğrafının alınması çok
yararlıdır. |
Campanulaceae
|
Çiçek ve toprak altı kısımları. |
Korolla şekli çok önemli.
Şeklinin çizilmesi veya not edilmesi. |
Capparidaceae
|
Çiçek |
Bitkinin genel duruşu not
edilmeli. |
Caprifoliaceae
|
Olgunlaşmış meyva ve yapraklar. |
Bitkinin genel duruşu not
edilmeli. |
Caryophyllaceae
|
Çiçek ve meyva (Olgunlaşmış
meyvalar tercih edilmelidir). |
Çiçek rengi ve stilus sayısı
not edilmeli |
Chenopodiaceae
|
Olgunlaşmış meyva. |
Bitkinin genel duruşu not
edilmeli. |
Cistaceae
|
Olgunlaşmış meyva |
Petal rengi not edilmeli. |
Clusiaceae
(Guttiferae)
|
Olgunlaşmış meyva, çiçek
ve toprak altı kısımları. |
Çiçek rengi not edilmeli. |
Crassulaceae
|
Olgunlaşmış meyva. |
Çiçek rengi, yaprak şekli
ve yaşlı yapraklardaki tüy durumu ve bitkinin duruşu
not edilmeli. |
Convonvulaceae
|
Çiçek ve olgunlaşmış meyva. |
Çiçek rengi not edilmeli,
petaller yarılarak pres edilmeli. |
Comoceae
|
Olgunlaşmış meyva |
Dalcıkların ve öz suyunun
rengi not edilmeli. |
Cucurbitaceae
|
Çiçek ve olgunlaşmış meyva. |
Monoik ve dioik durumu, korolla
şekli ve rengi, olgun meyva rengi not edilmeli. |
Cupressaceae
|
Olgunlaşmış meyva |
Olgun meyva rengi not edilmeli. |
Cuscutaceae
|
Çiçek ve meyva. |
Üzerinde bulunduğu bitki
ile beraber toplanmalı. |
Cyperaceae
|
Olgunlaşmış meyva çiçek ve
toprak altı kısımları |
|
Dipsacaceae
|
Olgunlaşmış meyva. |
Kapitula şekli ve çiçek rengi
not edilmeli. |
Ericaceae
|
Çiçek, meyva ve yaprak |
Çiçek ve meyva rengi not
edilmeli. |
Euphorbiaceae
|
Erkek ve dişi çiçekler olgun
meyvalar. |
Glandların rengi not edilmeli |
Fabaceae
|
Çiçek ve olgunlaşmış meyva
(Toprak altı kısımları) |
Çiçek rengi not edilmeli |
Fagaceae
|
Olgunlaşmış meyva ve yaşlı
yapraklar |
Erkek ve dişi çiçekler toplanmalı. |
Gentianaceae
|
Çiçek. |
Petal rengi not edilmeli. |
Geraniaceae
|
Olgunlaşmış meyva yaprak
ve toprak altı kısımları. |
Bitkinin genel duruşu not
edilmeli. |
Hydrocharitaceae
|
Çiçek ve meyva. |
Çiçeklerin suya batık veya
yarı batık durumlan not edilmeli. |
lridaceae
|
Çiçek olgunlaşmış meyva ve
toprak altı kısımlar. |
Çiçekler ortadan yarılarak
hemen pres edilmeli ve yapışmaması için mumlu kağıt
kullanılmalı. |
Juglandaceae
|
Yaprak ve meyva |
Kabuk yapısı. ağacın boyu,
şekli not edilmeli. |
Juncaceae
|
Meyva ve toprak altı kısımlar. |
Stamen sayısı, yaprak (düz
veya yuvarlak) not edilmeli. |
Lamiaceae
(Labiatae)
|
Çiçek ve olgunlaşmış meyva,
gövdenin dibi ve ve toprak altı kısımları. |
Petaller yanlarak pres yapılırsa
iyi olur. Petal rengi üzerindeki benekler ve renkleri
not edilmeli. |
Lemnaceae
|
Çiçek ve yapraklar |
Köklerin sayısı not edilmeli. |
Lentibulariaceae
|
Çiçek ve yapraklar. |
Çiçek rengi not edilmeli. |
Liliaceae
|
Çiçek ve toprak altı kısımları(meyva
yalnız olarak önemsizdir). |
Yaprak şekli (düz veya yuvarlak
oluşu). çiçek rengi not edilmeli. Soğanları boyuna
kesilerek pres edilmeli. |
Linaceae
|
Toprak altı kısımları ve
çiçek. |
Steril sürgünlerin çiçeklenme
zamanında bulunup bulunmadığı not edilmeli. |
Loranthaceae
|
Çiçek ve meyva. |
Çiçek rengi not edilmeli
ve hangi ağaç üzerinde bulunduğu yazılmalı. |
Malvaceae
|
Çiçek ve olgun meyva, toprak
altı kısımları. |
Çiçeklerin rengi not edilmeli
ve yanlarak preslenmeli. |
Myrtaceae
|
Meyva. |
|
Najadaceae
|
Meyva. |
Beyaz kağıt üzerine pres
edilmeli. |
Oleaceae
|
Yaprak olgunlaşmış meyva
ve tomurcuk. |
|
Orchidaceae
|
Çiçek ve meyva. Sade ce meyvalar
geçersizdir. |
Çiçek rengi ve şekli not
edilmeli. Alkol veya formol içinde saklanmalı. eğer
mümkün ise renkli fotoğrafı alınmalı. |
Orobanchaceae
|
Çiçek. |
Çiçek şekli ve hangi bitki
üzerinde olduğu not edilmeli. |
Papaveraceae
|
Olgunlaşmış meyva ve çiçek. |
Çiçek rengi not edilmeli. |
Pinaceae
|
Olgunlaşmış meyva. |
Tomurcukların reçineli olup
olmadığı not edilmeli. |
Plumbaginaceae
|
Yaprak ve çiçek. |
Çiçekleri çabuk döküldüğü
için hemen pres edilmeli, çiçek rengi ve şekli not
edilmeli. |
Poaceae
|
Çiçek, meyva ve toprak altı
kısımlan. |
Anter rengi not edilmeli,
yaprak kını ve ligulanın görülecek şekilde pres edilmesi
iyi olur. |
Polygalaceae
|
Çiçek, meyva, tohum ve toprak
altı kısımları. |
Eğer tüm bitki pres edilmezse
yaprak şekli, çiçek durumu ve rengi not edilmeli. |
Polygonaceae
|
Meyva ve toprak altı kısımlan. |
Bitkinin genel duruşu ve
çiçek rengi not edilmeli. |
Potamogetonaceae
|
Meyva, stipul ve suya batık
yapraklar |
Stipüller düzgün ve kolaylıkla
görülebilecek bir şekilde pres edilmeli. |
Primulaceae
|
Çiçek, yaprak, olgunlaşmış
meyva ve toprak altı kısımlan. |
Çiçek rengi ve şekli not
edilmeli. |
Ranunculaceae
|
Meyva ve toprak altı parçalar. |
Petal rengi ve sepalin durumu
(aşağıya ve yukarıya kıvrık) not edilmeli. |
Resedaceae
|
Olgunlaşmış meyva. |
Çiçek rengi not edilmeli. |
Rhamnaceae
|
Yaprak ve olgunlaşmış meyva. |
Bitkinin genel şekli ve olgunlaşmış
meyva rengi not edilmeli. |
Rosaceae
|
Çiçek, meyva, meyvalı ve
çiçekli steril sürgünler. |
Bitkinin genel durumu not
edilmeli. |
Rubiaceae
|
Çiçek, meyva ve yaprak. |
Çiçek rengi not edilmeli. |
Salicaceae
|
Olgunlaşmış erkek ve dişi
çiçekler ve yaprak. |
Anter rengi. taze sürgünle
rin rengi ve ağacın yüksekliği not edilmeli. |
Scrophulariaceae
|
Dip ve gövde yaprakları,
çiçek ve olgunlaşmış meyva. |
Bitkinin kaç yıllık olduğu,
fılamentlerdeki tüy rengi, petal rengi not edilmeli
ve petalleri çok çabuk düştüğü için yarılarak hemen
pres edilmelidir. |
Solanaceae
|
Çiçek ve meyva. |
Çiçekler yanlarak preslenmeli
ve meyva rengi not edilmeli. |
Tiliaceae
|
Yaprak. |
Çiçek durumu not edilmeli. |
Typhaceae
|
Çiçek ve yaprak. |
|
Gtricuyaniaceae
|
Çiçek, meyva ve yap rak. |
Beyaz kagıt üzerine yaprakları
açılarak pres edilmeli. |
Valerianaceae
|
Dış yapraklar ve olgunlaşmış
meyva. |
|
Violaceae
|
Çiçek ve toprak altı kısımlar. |
Petal ve mahmuz rengi not
edilmeli. |
1.1.3. Presleme ve Kurutma
Bir bitkinin toplandıktan hemen sonra preslenmesi en arzu
edilen bir durumdur. Bu şekilde preslenmiş olan bitki çiçekleri
bozulmadan. yaprakları buruşmadan pres edilecegi için ömek
isimlendirmeye elverişli olacak ve çalışmayı kolaylaştıracaktır.
Ancak arazideki çalışma koşullan buna her zaman olanak tanımaz
(zaman, yer ve hava koşulları). Bu durumda toplanan bitkiler
presleme zamamna kadar bir torba içinde tutulmalı ve hava
çok sıcak ise arada bir torba içine su serpilerek daha canlı
durmaları sagıanmalıdır. Pres yapılacak bitkinin temiz,
yabancı maddelerden arınmış ve kökündeki toprakları temizlenmiş
olmalıdır. Preslenecek bitkinin tüm parçaları düzgün ve
kolayca görülebilecek bir şekilde gazete kağıtları arasına
yerleştirilmelidir. Bitkinin boyu kullandığımız gazete kağıdından
daha uzun ise V ve N şeklinde kıvrılarak yerleştirilir.
Bu kıvırmayı yapmadan önce gövdenin veya dalın kıvrılacak
noktası parmak ile iyice bastırılarak ezilir ve kıvrılır.
Bu işlem yapılmaz ise kıvrılan yerden genellikle kopacagı
için örnek, parça parça olacaktır. Eger ömek çok uzun ve
kalın ise gövdenin dip ve orta kısmından yapraklı bir parça
kesilerek alınır ve pres yapılır. Soğanlı bitkilerin (Iridaceae
ve Liliaceae gibi) toprak altı kısımları çakı
ile ikiye bölünerek. Yumrulu olanlarda (Orchidaceae gibi)
yumrular birkaç yerden iğne ile delinir veya kaynar suya
batırılarak yumrudaki nişastanın dışarı çıkması sağlanır
ve bitkinin preste kururken küflenmesi önlenir. Bitki pres
edildiği zaman gazete kağıdı yaprak ve çiçeklerin üstüne
tam olarak basmalıdır. Kalın gövdeli bitkilerde bu basma
tam olmayabilir. Bu durumda kurutma kağıtları parçalar halinde
kesilerek yaprak ve çiçeklerin üstüne yerleştirilir. Bitkinin
gövdesi kalın yaprak ve çiçekler ince olduğu için gazete
kağıdına tam değmez ve kuruma sırasında buruşurlar. Kesilen
kurutma kağıtları ince kalan bu kısımlar üzerine yerleştirilerek,
bu boşluk doldurulur ve buruşmadan kurumaları sağlanır (Şekil
2.a). Eğer çiçekler zorunlu olarak üst üste geliyorlar ise,
çiçeklerin birbirlerine degmemesi ve kururken bozulmamaları
için kesilmiş kurutma kagıtları iki çiçek arasına yerleştirilir.
Pres edilen bitkinin dalları ve çiçekleri gazete kagıdının
kenarlarından dışarıya taşmamalıdır.
İçine bitki konmuş gazete kagıdı kapatılır. Üstüne bir
kurutma kağıdı konur ve tekrar bir gazete kagıdı açılarak
içine bitki yerleştirilir ve bu işlem her bitki için tekrarlanır.
Eğer mümkün ise 2-5 bitkide bir kurutma kağıtları arasına
oluklu mukavva veya oluklu metalden yapılmış sert malzeme
konularak bitkiler arasından hava akımı sağlanır ve kurumaları
kolaylaştınlır. Pres belli bir yüksekliğe geldiği zaman
tahta ve metal preslere yerleştirilerek kolonlar gerektiğince
sıkılır. Kurutma kağıtları her gün bir kez değiştirilir
ve bu işlem bitkiler kuruyuncaya kadar tekrarlanır. Etli
ve sucul bitkilerin kurutma kağıtları çok çabuk ıslanacağından
ilk günler günde 2 kez degiştirilir. Eğer mümkün ise bu
tip bitkiler ayrı bir preste toplanır veya presin dış kısımlarına
gelecek şekilde yerleştirilir. Kurutma kağıtlarının ilk
değiştirilmesi sırasında gazete kagıtları açılarak preslenmiş
bitki örneklerine bakılır ve kıvrılmış, katlanmış olan parçalar
bitki daha kurumadığı için rahatlıkla düzeltilerek örneklerin
en iyi bir şekilde preslenmeleri sağlanır. Presler genellikle
yan gölge ve hava akımının oldugu bir yere kurumaya bırakılır.
Çok sıcak havalarda ve ögle saatlerinde presleri gölgeli
yerlere koymak doğrudan güneş altında bırakmaktan çok iyidir.
Güneş altına bırakılan preslerdeki bitkilerin yapraklannda
ve çiçeklerinde hatalı yerleştirmelerden veya presin tam
sıkılamamasından dolayı buruşmalar olacağı için, o parçalarda
kınlmalar kolaylaşacak ve şekilleri bozulacaktır. Bu da
istenmeyen bir durumdur.

Şekil 2. Yapıştırma ve
kurutma şekillerl: a-Boşluklann kurutma kagıdı ile doldurulması.
b-bantlama şekli 1.yanlış. 2.doğru. c-Maşa raptiye ile tutturulması,
dYapay ısıtma kaynakları ile bitkilerin kurutulması (Orljinal)
Yukarıda anlatılan presleme ve kurutma yöntemi atmosferdeki
nem oranı çok yüksek olmayan yerlerde uygulanır. Fakat soğuk
ve nemli iklimlerde, subtropik ve tropik bölgelerde kuruma
sırasında preslerdeki suyun dışarı çıkması çok yavaş olacağı
için bakteri ve mantarlardan etkilenmesi ve çürümesi çok
çabuk olur. Bu durumda örneklerin çabuk kurutulması gerekmektedir.
Bunun için özel yapılmış sephalar üzerine presler dik olarak
yerleştirilir ve çevresi kenevir çuval (veya bez) ile kapatılır
ve alttan yapay bir ısı kaynağı ile ısıtılarak bitkilerin
kuruması çabuklaştınlır (Şekil 2.d). Bu şekildeki kurutmada
kağıtların yanmaması ve kurumanın çabuk olması nedeni ile
bitkilerin bozulmasına ve preslerin gevşememesine dikkat
edilmelidir. İlk saatlerde presler kontrol edilerek gevşeyen
preslerin kemerleri sıkılır.
1.1.4. Arazide Gerekli Notları Alma ve Etiketleme
Arazide gerekli notları alma için her toplayıcının kendine
ait bir arazi defteri olması gerekir. Bu defter sağlam ve
kullanışlı olmalı ve yazı için de kurşun kalem kullanılmalıdır.
Arazi defterinde aşağıdaki notlar bulunmalıdır:
Bitkilerin numaraları: Her bitkiye ayn bir numara
verilir. Bu numara bitki toplayıcısının kendi numarasıdır.
Deftere yazılan numaranın karşısına gerekli notlar yazılır
(il, ilçe, mevkii, yükseklik, tarih v.b.). Aynı numara bitkinin
yerleştirildiği gazete kağıdının bir köşesine veya ayrı
bir kağıda yazılarak bitkinin yanına konur.
Mevkii: Topladığımız mevkiinin adı haritada yazılan
şekilde veya haritada adı yoksa haritadaki en yakın yere
göre uzaklık verilerek yazılır. Örnek : İzmir, Menemen,
Seyrek köyü 2 km. batısı. Armutağacı mevkii.
Habitat: Bitkinin toplandığı ana kaya, toprak cinsi,
bulunduğu ortam (orman içi, makilik, step, su kenarı, bataklık,
kayalık, taşlık yamaç v.b. gibi) dikkatlice gözlenerek yazılmalıdır.
Yükseklik: Topladığımız yerin yüksekliği altimetreden
okunarak yazılmalıdır.
Önemli notlar: Bitkiler toplandlktan ve kurutulduktan
yıllar sonra tayin edilebilirler. Bu nederıle tayinde yardımcı
olacak bilgiler not edilmelidir (tek yıllık, çok yıllık,
petal rengi, bitkinin duruşu gibi).
Toplama tarihi: Bitkinin toplandığı tarih yazılır.
Arazi defterinde yer alan tüm bu özellikler aynı şekilde
herbaryum etiketlerine yazılır ve herbaryum kartonunun uygun
yerine yapıştırılır.
1.2. Bitkilerin Korunması ve Saklanması
Toplanan bitkilerden uzun yıllar yararlanmak ve varlıklarının
sürekliliğini sağlamak için belli teknikler kullanılarak
saklanması aşamasını da şu bölümler altında inceleyebiliriz.
1.2.1. Yapıştırma
Kurutulmuş bitkilerden uzun yıllar yararlanabilmek için
bunların düzgün ve özenli bir şekilde herbaryum kartonlarına
yapıştırılmaları gerekir. Herbaryum kartonu 30 ile 43 cm.
uzunluğunda, 26 ile 28 cm. genişliğinde, bitkinin iyi görülebilmesi
için beyaz renkte olmalıdır. Kartonun sağ alt veya sol alt
köşesi hangi herbaryuma ait ise o herbaryumun özel damgasını
taşır. Bu amblem yuvarlak, elips, üçgen veya düz yazı şeklinde
olabilir. Yapıştırılacak bitki ömeği düzgün bir şekilde
herbaryum kartonu üzerine yerleştirilir. Gövde, dal ve çiçek
sapı üzerinden kendinden zamklı beyaz kağıt bant ile bantlanır.
Kağıt bant, bantlanacak parçanın kalınlığı kadar olmalı
ve parçayı tüm saracak şekilde yapıştırılmalıdır (Şekil
2.b). Kalın gövdelerde metalden yapılmış çatallı raptiyeler
kullanılabilir (Şekil 2.c). Selefon bantın yapışkanlığı
uzun ömürlü olmadığı için kullanışlı değildir. Bantlama
kesinlikle yaprak ve çiçek üzerinden yapılmamalıdır. Herbaryum
kartonuna bitkiyi yapıştırmada kullanılan diğer bir yöntem
şudur: genellikle tek yıllık ve ince yapıda olan bitkiler
bu pens yardımı ile tutularak cam üzerine önceden sürülmüş
tutkala sürtülür ve sonra herbaryum kartonu üstüne düzgün
bir şekil verilerek yapıştırılır. Bu yöntemde zamklı kağıt
bant kullanılmaz.
Herbaryum kartonuna yapıştırılacak olan özel yapılmış herbaryum
etiketleri değişik tiplerde olabilir (Şekil 3). Boyutları
genellikle 7-11 cm.'dir. Büyük olanlar fazla yer tutacağı
için pek kullanışlı değildir. Etiketin üst kısrnında o herbaryumun
uluslararası adı basılmıştır. Eğer bitki bir bölge veya
ülke florası çalışması için toplanmış ise çalışılan bölge
veya ülkenin adı etiketin üstüne yazılabilir (Batı Anadolu
Florası, Gökçeadası Florası, Finlandiya Florası gibi). Etiketler
herbaryum kartonunun sağ veya sol alt köşesine yapıştırılır.
Eğer bitki tip (Typus) bitki ise (Holotypus, Isotypus, Syntypus,
Paratypus v.b. gibi) kırmızı renkli tip etiketi yazılarak
herbaryum kartonuna yapıştırılır.
1.2.2. Zehirleme
Herbaryum merkezlerinde bulunan bitki ömekleri bazen böcekler
tarafından yenilerek bozulabilirler. Bunlar tütün veya sigara
böceği (Lasioderma serricorne), eczane böceği (Stegobium
paniceum) ve kitap biti (Atropos divinatoria)'dır. Bu zararlı
böcekler tüm hayat devrelerini herbaryum örnekleri arasında
tamamlayabilirler. Bu nedenle bitkilerin belirli zamanlarda
ve belirli yöntemler veya ilaçlarla özel imal edilmiş zehir
sandıkları veya odalarında zehirlenmeleri gerekmektedir.

Şekil 3. Değişik herbaryum
etiketleri
En geçerli ve saglıklı olan yöntem bitki toplanıp kurutulduktan
hemen sonra zehirlemektedir. Bu yöntem ile dışarıdan zararlı
böceklerin herbaryum merkezlerine girmesi önlenmiş olur.
Kolleksiyondaki bitkilerin zehirlenme işlemleri 1 veya 2
yılda bir yapılabilir.
Zehirleme yapılması için özel imal edilmiş dolaplar kullanılır
(Şekil 4.a). Şekilde görüldügü gibi kanala konulan su kapak
kapatıldıktan sonra zehirli gazların dışarı çıkmasına engel
olacak ve zehirlemenin zararsızca yapılmasını sağlayacaktır.
Zehirleme için çeşitli teknikler ve zehirleyici maddeler
kullanılır. Bunlardan bazıları aşagıda verilmiştir.
Siyanür gazı: En etkili zehirlerden biridir. Bitkiler
özel yapışmış, sızdırmaz metal dolaplar içine yerleştirilir.
Siyanür küçük parçalar halinde kırılarak bir kap içersine
konmuş suyun içine bırakılır ve dolap sıkıca kapatılır.
Siyanürün suda çözülürken çıkardığı gaz ile böcekler ölürler.
Siyanür gazı tüm canlılar için tehlikeli olduğu için uygulama,
bu konuda yetişmiş uzmanlar tarafından yapılmalıdır.

Şekil 4. a- Zehir sandığı
ve kesiti. b- Herbaryum dolabı. c- Kartoteks dolabı. (Orijinal).
Paradiklorobenzen: Paradiklorobenzen toz halinde
olup, bezdan yapılmış torbalar içine yeter ölçüde konularak
herbaryum dolaplarına yerleştirilir. Kristalleri normal
oda sıcaklığında buharlaşır. Çoğunlukla herbaryumlarda böcekleri
uzaklaştırıcı olarak kullanılır. İnsanlar için tehlikeli
olduğundan pek kullanışlı değildir.
Karbonsülfür: Herbaryum merkezlerinde en çok kullanılan
bir zehirdir ve oda sıcaklığında buharlaşır. Aleve karşı
duyarlı olup patlayıcı özelliği vardır. Zehirleme sızdırmaz
metal dolaplarda yapılır. Karbonsülfür bir kap içine yeterli
miktarda konur kap dolap içine yerleştirilir ve dolap kapatılır,
36 saat bekletildikten sonra dolap açılarak havalandınlır
ve bitkiler çıkanlır. Metal dolaba karbonsülfür gazı konurken
ve dolap havalandırma için açıldığında çok dikkatli olmalı,
soluk alıp verilmemeli veya özel gaz maskeleri kullanılmalıdır.
Etilendiklorid-Karbon tetraklorid-Karbonsülfür: Bu
madde, 3 kısım etilendiklorid ile 1 kısım karbon tetraklorid
ve karbonsülfür karıştırılarak elde edilir. Aynı karbonsülfür
etkisi gösterdiği gibi etllendiklorid'in patlayıcı özelliği
olmaması nedeni ile emniyetli kullanılabilir.
Cıva biklorid: Buna biklorid süblime de derıir.
Tüm canlı varlıklar için zehirleyici ve öldürücüdür. Uygulama,
kurutulmuş bitki ömeklerirıi eriyik içine batırarak ve bir
fırça ile üstüne sürerek yapılır. Cıva biklorid, %95 alkol
içine kristal veya toz halinde atılarak eritilir ve doyurulur.
Hazırlanan bu eriyik stok olarak kullanılır. Uygulama yapılacağı
zarnan stokdan alınan 1 kısım eriyiğe 9 kısım alkol katılarak
cam veya plastik bir kapta karıştınlır. Kurutulmuş bitki
örnekleri bu solüsyon içine batırılır veya bir fırça ile
solüsyon bitki üzerine sürülür. Zehir sürülmüş olan bitkiler
tekrar preslere konularak 24 saat bekletilir. Cıva biklorid
kalıcı bir zehir değildir. Yıllar geçtikçe etkisini kaybeder.
Bazı zehirlenmelere neden olduğu için zehirleme çalışmaları
ve isimlendirme çalışmaları sırasında bitkiler el ile tutulacağı
için çok dikkatli olmak gerekir.
DDT: Bitkiler presten çıktıktan hemen sorıra toz
halinde üstlerine serpilerek veya eriyik hazırlanarak cıva
biklorid yönteminde olduğu gibi uygulanır.
Isı şoku: Bitkiler içinde ısıtıcı bulunan metalden
yapılmış bir dolap içine yerleştirilir. Otomatik bir düzerıleyici
ile sıcaklık 75-80°C'de sabit tutulur. Bu sıcaklıkta 24
saat bırakılır. Metal dolabın, sıcaklığı dışarıya vermemesi
için özel bir madde ile korunması yapılmalıdır.
Soğuk şoku: Bitkiler dondurucu içine yerleştlrilerek
–8°C'de 2 gün bekletilir. Piyasada satılan tlcari dondurucular
en kullanışlı olanlarıdır. Bu yöntem son yıllarda uygulamaya
konulmuştur.
Kısa dalga şoku: Özel imal edilmiş mikrodalga fırırılarına
yerleştlrilen bitkiler sarıiyede 2450 mHz mikrodalgaya tutulurlar.
Mikrodalgalar böcek hücrelerindeki su ve/veya yağ moleküllerirıi
sallarlar. Bu sallanmanın neden olduğu sürtünme ile meydana
gelen ısı böceklerin hayat devresinin tüm evrelerinde öldürücü
etki yapar. Bitkiler kuru olduğu için yapılarında su bulunmayacağından
ısınmazlar. Mİkrodalgaya tutma zamanı paket kalınlığına
göre değişmektedir. 2.5-5 cm. için 75 saniye, 8-8 cm. için
95 saniye, 15 cm. için 120 saniyedir. Bu yöntem uygulandıktan
sonra dolaplara yerleştlrilen bitkilerin yanına bez torbalar
içinde Paradiklorobenzen konularak böceklerin gelmeleri
önlenir.
Yukarıda belirttiğimiz kimyasal maddeler ile zehirleme
insan sağlığı için oldukça tehlikeli olduğundan ısı şoku,
soğuk şoku ve kısa dalga şoku yöntemleri son yıllarda uygulanmaya
başlayan en geçerli yöntemlerdir.
1.2.3. Herbaryum Dolapları
Eski herbaryum merkezlerinde tahta veya daha değişik yapıdaki
dolaplar kullanılmasına karşın bugünkü herbaryumlarda saçtan
yapılmış dolaplar kullanılmaktadır (Şekil 4.b). Bu dolapların
yangına karşı emniyetli olmalarının yanında kapaklarına
yerleştirilen lastik contalar ile toz geçirmezliği de sağlanmaktadır.
Bu dolapların yüksekliği kullanılan salona göre düzenlenebilir.
Bitkilerin konulduğu rafların yüksekliği, eni ve derinliği
bitkinin yapıştınldığı herbaryum kartonundan 57 cm. büyük
olmalı ve paket dolap gözlerine rahat girip çlkmalıdır.
20 cm. Yükseklik, 35 cm. genişlik ve 47 cm. derinlik gözler
için en uygun ölçülerdir. Göz yüksekliğinin fazla olması
durumunda alttaki bitkilerin kınlma ve bozulma olasılığı
fazla olacak, geniş olması durumunda ise malzeme ve yer
kaybedilecektir.
1.2.4. Kartoteks
Seneler önce kurulmuş ve çok sayıda bitki örnekleri bulunan
herbaryum merkezlerinde bu uygulamayı yapmak oldukça güç
ve belkide olanaksızdır. Ancak yeni kurulan veya bitki sayısı
az olan herbaryum merkezlerinde bu uygulama yapılabilir.
Bitkiler herbaryum dolaplarına yerleştirilmeden önce bitki
etiketinin üzerindeki tüm bilgiler bir karta yazılıp alınır.
Özel yapılmış dolaplara (Şekil 4.c) il, ilçe ve köylere
göre alfabetik olarak düzenlenir. Eğer istenirse etiketteki
tüm bilgileri kapsayan ikinci bir kart yazılarak cinslere
göre yine alfabetik olarak düzenlenebilir. Bu yöntemle belirli
bir bölgede çalışacak bir araştıncı bu bölgeye gitmeden
önce bölgeden toplanmış örneklerin listesini çıkanr ve çalışmasını
planlar.
1.2.5. Bitkilerin Dolaplara Yerleştirilmesi
İsimlendirilen bitkiler benimsenen belli bir sınıflandırma
sistemine göre dolaplara yerleştirilir. Ulusal herbaryumlarda
o ülkenin bitkileri ile dış ülkelerden değişim yolu ile
gelen bitkiler ayrı ayrı dolaplarda bulunurlar. Tüm dünya
bitkilerini herbaryumlarında bulundurmaya çalışan uluslararası
herbaryum merkezleri bitkilerini ülkeler ve coğrafik bölgelere
göre düzenleyebilirler. İsimlendirilmiş, kartona yapışmış,
etiketleri yazılmış ve cinsleri içinde türlerine göre ayrılmış
örnekler eğer çok ise 5-10 tanesi iki yapraklı bir koruyucu
içine konulur. Koruyucunun dışını sağ veya sol alt köşesine
bitkinin tür ismi yazılır. Aynı cinsten değişik türleri
bu şekilde bir koruyucu içine alındıktan sonra, hepsi birden
tekrar bir koruyucu içine yerleştirilir ve sağ veya sol
üst köşesine cins ismi yazılır. Her cinsin ilk paketi üstüne
o cinsin tüm türlerini kapsayan bir liste konur ve kolleksiyonda
bulunan türlerin altı çizilerek herbaryumda bulunan türler
belirlenir. Cinsler de familyaları içinde benimsenmiş bir
sisteme göre yerleştirilir. Her familyanın başında o familyaya
ait cinslerin bir listesi bulunur.
1.2.6. Değiştirme, Ödünç Verme ve Tayine Gönderme
Toplanmış örneklerden fazla olanlar diger herbaryum merkezleri
ile degiştirilebilir. Bu durumda toplanamıyan bir çok örnek
kolleksiyona girmiş olur. İsimlendirme çalışmaları sırasında
isimlendirilemiyen bazı örnekler dışarıya gönderilebilir.
Ancak örnek tek ise ödünç olarak gönderilir. Herbaryumda
kalan ve gönderilen örneklerin etiketleri ve numaraları
aynı olur ve gönderilen örnek orada kalır. İsimlendirmeyi
yapan Uzman veya araştıncı numaraların karşısına bitki isimleri
yazılı listeyi geri gönderir. Bu gönderme işlemleri için
özel hazırlanmış gönderme formları doldurulur. İsimlendirilmiş
ömeklerde çalışmalar için diğer herbaryum merkezlerine gönderilebilir.
Dışarıya gönderilen veya dışardan gelen bu örneklerin kayıtları
özel hazırlanmış kartlara işlenerek izlenir ve düzenlenir.
Bir herbaryum merkezinde tüm bu işlerin aynı anda birden
fazla merkez ile yapıldığı düşünülürse çok dikkatli ve düzenli
çalışmak gerekmektedir.
1.3. Bazı Özel Grupların Herbaryumu
Çiçekli bitkilerin tümüne uygulanan bilgi ve teknikler
yukarıda verilmeye çalışılmıştır. Ancak çok geniş ve üyeleri
arasında çok farklılıklar gösteren bu bitkilerin bazı grupları
için yukarıdaki tekniklerde bazı degişiklikler ve eklemeler
yapma zorunluluğunu doğurmaktadır. Bu nedenle bu grupların,
herbaryumlarının yapılmalarını ayrı ayrı almakta yarar görülmüştür.
1.3.1. Açık Tohumluların (Gymnospermae) Harbaryumu
Açık tohumlu bitkilerin kozalaklılar grubunda, özellikle
çamlarda, kurutulan örneklerde iğne yapraklar çok çabuk
dökülürler ve zamanla sadece çıplak dal parçalarına dönüşürler.
Ömekler toplandıktan sonra, düzgün bir şekil alması için
kurutma kağıdı arasına konarak preslenir ve bir gün bekletilir.
Sonra örnek pres'ten alınarak herbaryum kartonu büyüklügünde
ve 1.5-2 cm. kalınlıgında yün-pamuk tabakası üzerine konur.
Bunun üzeri de ağır selluloid bir tabaka ile örtülür ve
tümü beraberce sıkıştırılır. Selluloid tabakanın örnek üzerinde
durması, tel raptiyeler ile saglanır. Bu yöntemle yaprakların
örnek üzerinde düşmeden durması sağlanabilir.
1.3.2. Sukkulent (Crassulaceae, Aizoaceae)
ve Dikenli Bitkilerin (Cactaceae) Herbaryumu
Gövdeleri hacimli ve yapılarında su bulundurdukları için
toplanmaları ve kurutulmaları değişik yöntemlerle olur.
Tüm bitkiyi preslemek olanaksız olduğu için çabuk kuruması
bakımından gövde boyuna veya enine dilim dilim kesilir.
Bu durumda dikenlerinin dizilişleri, gövde üzerindeki kanallar
ve diğer şekiller daha iyi gözlenebilir. Diğer bir yöntem
ise gövdeden kesilen parçaların alkol içine konularak saklanmasıdır.
Herbaryum kartonuna sığabilecek örnekler istenirse bir kaç
dakika kaynar su içine atılarak bekletilir ve sonra kurutmak
için preslere konulur ve suni kurutma yöntemi ile (bir ısıtıcı
v.b.) kurutulur. Kaktüslerin çiçekleri gövdeden koparılarak
ayrı preslenmelidir. Çiçekler bu şekilde preslenmezlerse,
hacimli olan gövde çiçeklerin kurutma kağıdına değmesine
engel olacak ve çiçekler kuruma sırasında buruşacaklardır.
Etli meyvalar da kurutmada sorunlar yaratabilir. Meyvalar
ortadan kesilerek etli kısım çıkanlır ve kabuğu filitre
kağıdı pamuk kanşımı ile doldurularak saklanabilir. Pamuklann
iki üç kez değiştirilmesi kuruması bakımından gereklidir.
Bu yöntemle kurutulmuş meyvanın içi doldurulup sıkı bir
şekilde paketlenirse meyvanın şekli ve dış özellikleri iyi
korunmuş olur. Küçük olan meyvalarda kabuk birkaç yerinden
soyularak kurutma hızlandırılır. Meyvadan yavaşça dışarıya
çıkan sıvı kurutma kağıdı tarafından emilir. Eğer pres çok
sıkılırsa meyva patlar ve ezilir.
1.3.3. Sucul Bitkilerin (Potamogetonaceae,
Najadeceae, Hydrocharitaceae) Herbaryumu
Bu bitkiler göl, bataklık, sulama kanalları ve su birikintilerinde,
derelerin yavaş aktığı kısımlarda suya batık halde veya
su yüzeyinde bulunurlar. Sucul bitkileri toplamak için şimdiye
kadar kullandığımız gereçlere ek olarak lastik çizme (olabilirse
kasık çizmesi), lastik eldiven ve derin sularda çalışabilmek
için şişirilebilir lastik bot kullanılır. Toplanacak örneklerin
meyvalı olanlan seçilmeli, bunun yanında rizomları, su yüzeyinde
ve suya batık bulunan yaprakları da toplanmalıdır. Derin
sularda çalışırken sağlam bir ipin ucuna bağlanmış ucu kancalı
gereçte çok kullanışlıdır (Şekil 5.a). Bu gereçle toplamada
nazik ve ince yapılı örnekler biraz parçalansa da dipteki
yumru ve vejetatif organları toplamak için oldukça yararlıdır.
Yaprakları ince ve zarsı yapıda olan örnekler pres yapılıncaya
kadar naylon torbalara konulmalı veya ıslatılmış gazete
kağıtlarına sarılmalıdır.
Örneklerden ince yapıda olanlar özel bir kap içinde Su
Yosunlarına uygulanan yöntem ile beyaz kağıt üzerine alınırlar
ve bir zarf içine konularak herbaryum kartonlanna yapıştırılır.
Örneklerin hangi sulardan toplandığı (tatlı, acı, tuzlu,
kükürtlü v.b.) not edilmelidir.
1.3.4. Palmiyelerin (Arecaceae) Herbaryumu
Bu bitkilerin boyunun uzun ve yapraklannın çok büyük olması,
toplayıcılar için çeşitli sorunlar yaratır. Ağacın gövde
çapı ve duruşu not edildikten sonra, yaprağın iyi bir şekilde
ömeklenebilmesi için tüm yaprak sapının (petiolün) alınması
gerekir. Hatta 1-2 metre olanlar bile herbaryum kartonuna
sığabilecek boylarda kesilirler. Yapraklar da ayni şekilde
kesilerek parçalanır ve alınırlar. Ancak yaprak parçalanmadan
önce yaprağın tüm özellikleri not edilmelidir (pinna oluşu,
yaprakcıklann düzenlenişi gibi).

Şekil 5. Alg ve Mantar
Toplama Malzemeleri: a) Alg ternizleme ve kağıt üzerine
alma kabı, b) Alg toplama gereci, c) Değişik tipte plankton
kepçeleri, d) Mantar toplama kabı. (Orijinal)
2. Çiçeksiz Bitkilerin Herbaryumu
Çiçeksiz bitkiler, bitkiler aleminin büyük ve önemli bİr
bölümünü oluştururlar. Bu bitkiler fitoplanktonlar, deniz
ve tatlı su yosunları (alg'leri), mantarlar, likenler, karayosunları
ve eğrelti grupları üyeleridirler. Bu bitkilerden bazılarına
bir önceki bölümde anlattığımız Çiçekli Bitkilerin Herbaryumları
yöntemleri uygulandığı gibi, diğer bazılarına ise herbiri
için ayrı, kendine özgü yöntemler de uygulanmaktadır. Aşağıda
bazı gruplar için uygulanmakta olan yöntemler verilmiştir.
2.1. Su Yosunlarının Herbaryumu
Yosunlar genellikle tatlı ve tuzlu, durgun veya yavaş akan
sularda bulunurlar. Fitoplarıkton'lar, mavi-yeşil su yosunları,
diatome'ler, yeşil, esmer ve kırmızı su yosunları en önemli
gruplannı oluştururlar.
2.1.1. Plankton'ların (Chlorococcales, Volvocales)
Herbaryumu
Planktonlar deniz, göl, havuz ve nehir gibi ortamlarda
su içinde serbestçe yaşayan küçük mikroskobik yosun ve hayvanlardır.
Yosun kısmı fito-plankton olarak adlandırılır. Bir çembere
geçirilen ipekten yapılmış ince ağ şeklindeki torbaların
su içinde yavaşça çekilmesi ile toplanırlar (Şekil 5.b).
Torbanın uç kısmında metalden yapılmış koni şeklinde bir
kap bulunur. Koni şeklindeki kabın ucunda bir musluk vardır
ve çekme sırasında kapalıdır. Çekme sırasında koni şeklindeki
kabın içine toplanan planktonlar musluk açılarak bir tübe
alınırlar. Ağın delikleri en küçük flitoplanktonları bile
içeriye süzdürebilecek küçüklükte olmalıdır. Toplanan fitoplanktonlar
dibe çöktükten sonra üstteki fazla su alınır ve tatlı su
yosunlarında verdiğimiz formülle hazırlanan eriyik içine
konurlar.
2.1.2. Mavi-Yeşil Alglerin (Cyanophyta) Herbaryumu
Mavi-yeşil alg'ler kimyasal test yapılarak tayin edilirler.
Ancak bu tayin için örneklerin kurumamış olması gerekmektedir.
Bunun için tatlı su yosunlarını koruduğumuz eriyik içinde
saklanabilirler. Tatlı su ve deniz yosunları toplanırken
rastlanılan mavi-yeşil yosunlarda toplanırlar. Toplanan
bu yosunlar kağıt ve küçük mika parçaları üzerine alınarak
kurutulurlar. Mavi-yeşil yosunları tanımak oldukça güç olduğu
için botanik bilgisine ve deneyime gereksinim vardır. Yine
de bir yol gösterici olarak bu yosunların cıvık ve kaygan
bir yapıda olduğu ve isimlerinin renkleri ile uygunluk göstermediği
bilinmelidir. Mavimsi-yeşil olabildikleri gibi eflatun,
kırmızımtırak, siyahımsı-yeşil veya diğer renklerde olabilirler.
Fakat hiç bir zaman çayır yeşili renginde olmazlar. Bu nedenle
renkleri dikkatlice gözlenerek not edilmelidir.
2.1.3. Diyatomelerin (Chrysophyta) Herbaryumu
Bu mikroskobik yosunların isimlendirilmeleri için silisyumdan
yapılmış bir iskeletlerinin olması gerekir. Yalnız bu tip
iskeleti olan diyatomeler toplanmış ise, örnekler havada
veya bir pres içinde kurutulabilir veya formol içinde saklanabilirler.
Diyatomeler deniz ve tatlı su planktonları içinde bulunurlar.
Tatlı sularda ve tatlı su yosunlarının bulunduğu her ortamda
diyatomelerin bulunabileceği ve toplanabileceği düşünülebilir.
Sarımsı-kahverengi, zeytin yeşili ve grimsi-yeşil renklerde
olabilirler. Deniz yosunlarına yapışmış olarak bulunabildikleri
gibi kayaların yüzeylerinde, gel-git olayının olduğu yerlerdeki
kum ve çamurlarda da bulunurlar. Çamur yüzeyinde bulunanlar
bir pipet yardımı ile toplanabilir. Kumda bulunanlar, kum
ile birlikte alınarak bir kap içine konulur. Kum dibe çöktükten
sonra üstte kalan su başka bir kaba aktarılır ve bir iki
saat bekledikten sonra dibe çöken Diyatomeler ayrı bir kap
içine alınarak saklanırlar. Kahverengimsi-gri-yeşil ve yapışkan
olan türleri liman ve dalgakıran duvarlannda bulunabilirler.
Diğer bir ortamda kabuklu deniz hayvanları ve bunların yaşadıkları
yerlerdir. Deniz hıyarı (Holothuria)'nın midesi
diyatome bakımından oldukça zengin bir kaynaktır.
2.1.4. Deniz Yosunlannın (Chlorophyta, Phaeophyta,
Rhodophyta) Herbaryumu
Toplayıcı, aynı ortamdan ve aynı derinlikten toplanan yosunları
en küçük örneğe kadar aynı naylon torbaya koymalıdır. Eğer
daha aynntılı bir toplama gerekiyorsa küçük ve narin örnekler,
plastik tüplere veya küçük kavanozlara, büyük örnekler ise
gazete kağıtlan arasına, büyük naylon torbalara veya sepetlere
konulur. Kayalık bir ortamda çalışılıyorsa cam kavanoz ve
benzeri cam eşya kullanmak çalışma güvenliği bakımından
kullanışsızdır. Toplanan örneğin olgunlaşmış olması, adlandırma
çalışmalarında çok önemlidir. Genç örneklerin adlandınlması
olanaksızdır.
Deniz yosunları bulundukları derinliklere göre değişik
toplama araçlan ve yöntemleri ile toplanırlar. Derinliği
az olan kıyı bölgelerinde taşlık ve kayalık ortamlarda toplama
yapılıyor ise lastik ayakkabı veya çizmeye gereksinim olabilir.
Yosunlar bıçak veya kesici bir alet yardımı ile tutundukları
ortamdan dikkatlice alınırlar. Bir jeoloji çekici tutundukları
ana kayayı kırmak için çok yararlıdır. Su derinliğinin fazla
olduğu yerlerde dalışlar yapılarak alg'ler toplanırlar.
Bu toplama sırasında balıkadam gözlüğü kullanmak alg'leri
iyice görmek için gereklidir. Örnekler naylon torbalara
konularak suyun içinde rahatlıkla taşınabilirler. Çok derin
sulardaki alg'leri toplamak için balık avlamada kullanılan
Trol ağlarından ve sünger toplamada kullanılan Kangava ağlanndan
yararlamlır.
Toplama işi bittikten sonra örnekler 3 yöntemle saklanabilirler.
-
Koruyucu bir eriyik içinde,
-
Pres yapılarak,
-
Havada kurutulup, büzülmeye bırakılarak.
1. Koruyucu bir eriyik içinde saklama: Kullanılacak
eriyik deniz suyuna %5'lik formol konulması ile elde edilir.
Sıcak iklimlerde bu eriyiğin yarısı alkol yarısı formol
olarak hazırlanmalıdır. %5'lik formolün hazır olmadığı durumlarda,
çalışma ve malzeme taşıma güçlüğü olan ortamlarda çalışırken
plastik kapta taşınan %40'lık formol kavanoza konan deniz
suyuna burnumuza formol kokusu gelinceye kadar damlatılır.
Elde edilen karışım yosunları korumaya yeterlidir.
2. Preste kurutularak saklama: Bu yöntemle kurutmada;
pres, kurutma kağıdı, oluklu mukavva, orta kalınlıkta ve
düzgün yüzeyli temiz kağıt, kurutma kağıdı boyutlarında
kesilmiş beyaz havsız bez veya yağlı kağıt, paslanmaması
için çinkodan yapılmış bir küvet, iğne, pens, delikli ince
çinkodan yapılmış bir levha veya kalın camdan levha gereklidir.
Toplanan yosunlar deniz suyu veya tatlı suya konularak
üzerindeki kum veya diğer yabancı maddelerden iyice temizlenir.
Temizlenmiş ve presi yapılacak örnek özel yapılmış kap içine
yerleştirilir (Şekil 5.c). Genellikle ince yapılı yosunların
su içinde doğal görünüşleri bozulabilir ve tallusları üst
üste gelebilir. Bu şekilde kağıt üzerine alınarak pres yapılması,
adlandırma çalışmaları sırasında yosunu iyi gözleyemediğimiz
için iyi değildir. Bu nedenle pens ve iğne yardımı ile yosunun
doğal görünümü verilmeye çalışılmalıdır. Sonra uygun büyüklükte
beyaz bir kağıt kabın eğimli kısmından dikkatlice yosunun
altına sürülür ve beyaz kağıt altına da delikli çinko veya
cam levha yerleştirilir. Beyaz kağıt levha ile birlikte
kabın eğimli kısmından yavaş yavaş dışarı çekilirken iğne
ve pens yardımı ile yosun kağıt üzerine tüm özellikleri
gösterecek şekilde yerleştirilmeye çalışılır. Bu işlemin
yapılması sırasında özen gösterilmesi adlandırma çalışmaları
sırasında yosunu iyi gözleyebilmemiz için çok gereklidir.
Kabın içinden çıkarılan ve üzerinde yosun bulunan beyaz
kağıt dik tutularak suyun süzülmesi sağlanır. Sonra kurutma
kağıdı (papya) üzerine konulur ve üstüne bez ve yağlı kağıt
yerleştirilir. Bez ve yağlı kağıt yosunun kurutma kağıdına
yapışmamasını sağlar. Bu işlem her yosun için tekrarlanarak
örnekler üst üste konulur ve preslenir. Sıcak iklimlerde
yosunlar preste çürümeye başlayabilir. Bunu önlemek için
%50 alkol, %5 formülden oluşan koruyucu eriyikte kağıt üzerine
alınmadan 2-3 gün bekletilir. Presten çıktıktan sonra alkolde
eritilmiş % 1 cıva klorür ile boyanabilir veya %1.8 hidroksi-quinolin
sulfat ile muamele edilerek tekrar prese alınıp kurutulurlar.
3. Havada kurutulup büzülmeye bırakılarak saklama:
Çalışma sırasında presler yanımızda bulunmuyorsa, toplanan
yosunlar gazete kağıtları içine sarılır ve açıkta kurutmaya
bırakılır. Ancak doğrudan güneş ışığı altına bırakılmamalıdır.
Bu şekilde kurutulan yosunların laboratuvara veya herbaryum
merkezlerine getirilirken kırılmamaları için dikkat edilmelidir.
Çalışma merkezlerine gelince su içine konularak yumuşatılır.
Bir önceki yöntemde olduğu gibi beyaz kağıt üzerine alınarak
preslenir ve kurutulurlar.
2.1.5. Tatlı Su Yosunlannm (Chlorophyceae,
Conjagatophyceae, Characeae) Herbaryumu
Bu yosunlar, nemin çok yüksek olduğu yerlerde, göllerde,
hareketsiz ve durgun sulardaki yüksek bitkiler arasında,
akıcı ve durgun akan sularda yeşil veya kahverengi renkleri
ile göze çarparlar. Bu yosunların arasında mikroskobik yosunlar
da bulunabilir. Bu mikroskobik yosunları toplamak için toplayıcının
bir kaşık kullanması ve topladığı örnekleri bir kavanoz
veya tüpe koyması gerekmektedir. Toplanan bu örnekleri koruyucu
eriyik içinde saklamak adlandırma çalışmaları sırasında
büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Bu nedenle örnekler aşağıda
verilmiş formüle göre hazırlanan eriyik içinde de korunurlar.
- İyot 0.5gr.
- Potasyum iyodür 1.0 gr.
- Glasial asetik asit 4 cc.
- Formol 24 cc.
- Su 400 cc.,
Su olarak yosunlann toplandığı ortamdaki (göl, dere, havuz
gibi) su kullanılabilir.
Tatiı sularda bol olarak görülen Characeae üyelerinin
toplanması için en uygun yöntem tırmık veya ucunda değişik
yönlere bakan uçları olan kancalardır (Şekil 5.a). Sığ ve
kıyıya yakın yerlerde çalışırken elle veya sopa ile toplamalarda
örneklerin köklü alınmasına dikkat edilmelidir. Daha derin
sularda tırmık veya ipin ucuna bağlanrnış kanca ile toplama
yapıldığında örnekler bazen zorunlu olarak parçalı halde
toplanacaktır. Dioik türlerde her iki eşeyden de örnek alınmasına
dikkat edilmelidir. Bir çok Characeae üyelerinde
üreme organları yaz aylarında, çok az üyelerinde ise ilkbahar
aylarında olgunlaşırlar. Toplanan örnekler eğer o anda prese
konmayacak ise çift kat gazete kağıdına rulo halinde sarılarak
pres yapılacak yere kadar veya bir gün boyunca saklanabilirler.
Ancak sıcak havalarda gazete kağıdını nemli tutmak örneğin
kuruyup kırılmaması ve parçalanmaması için çok önemlidir.
Toplanan örnekleri naylon torbalar veya taşıma kutuları
içine rastgele koymak örneklerin birbirleri ile karışmasına
neden olacaktır. Characeae türlerinden bazıları eğer
dikkatlice herbaryumu yapılırsa ve özenle kurutma kağıtları
arasına yerleştirilirse diğerlerinden çok daha iyi herbaryum
örneği olurlar. Eğer örnekler kötü kurutulmuş ve özenle
preslenmemişlerse görünüşleri çok kötü olur ve bu örnekler
ilmi çalışmalar için yararlı olmazlar. Characeae familyasından
Nitella cinsi yosunlara uygulanan yöntem ile kurutulur.
Characeae türlerinin herbaryum yapılırken gazete
kağıdının çift kat kullanılması yararlıdır. Ancak yosunlar
da olduğu gibi üzerine bez konularak pres yapılmalıdır.
Üreme organları bulunan örneklerden bir kaç tanesi koruyucu
eriyik içine konulmalıdır.
2.2. Mantarların Herbaryumu
2.2.1. Mantarların Toplanması
Toplama yöntemi toplanacak mantarın cinsine göre değişir.
Ağaç kabuk veya toprak üzerinde bulunan mantarlar yani kolayca
pres olmayanlar toplandıktan sonra gazete kağıdı veya plastik
kaplara konulur. Şapkalı mantarlar ise gazete kağıdı veya
yağlı kağıda ayrı ayrı sarıldıktan sonra göz göz ayrılmış
özel tahta veya metal kutulara (Şekil 5.d) veya plastik
kaplara yerleştirilir. Yapraklar veya otsu bitkiler üzerinde
bulunan parazit mantarlar, üzerinde bulundugu çiçekli bitki
ile beraber toplanır ve bitkiler çiçekli bitkiler herbaryum
yöntemi uygulanılarak pres edilirler.
Mantar toplanmasında gerekli olan malzemeler:
- Metal kutu, sepet veya plastik kap.
-
Çakı, budama makası, küçük testere
gibi kesiciler
-
Gazete kagıdı veya yaglı kagıt.
-
Toprak mantarları için kagıt zarflar.
-
Cam kavanozlar (alkol veya formolde
saklamak için),
-
Pres ve kurutma kagıt1arı,
-
Arazi not defteri,
-
Boyuna asılabilecek küçük bir büyüteç.
2.2.2. Mantarlann Korunması
Çalışmalar için degişik mevsimlerde toplanan mantarların
korunması genel olarak bir sıvı içinde yapılır. Bu koruyucu
sıvı %40'lık formolden %5. glasial asitten %5, %70'lik alkolden
%90 koyarak hazırlanır.
2.2.2.1. Renkli Mantarlann Korunması
Bu tür mantarların korunabilmesi için özel hazırlanmış
eriyikler içinde saklanması gerekmektedir.
Renkleri suda kaybolmayan mantarlar için;
Renkleri suda kaybolan mantarlar için;
-
Cıva asetat 1 gr.
-
Dogal kurşun asetat 10 cc.
-
Glasial asetik asit 10 gr.
-
Alkol (%90) 1000 cc. şeklinde hazırlanır.
2.2.2.2. Yeşil Bitkilerin Parazitik Mantarlar ile
Birlikte Korunması
Parazit mantarları taşıyan bitkilerin yeşil renkleri ile
korunması arzu edilir. Bunun için yeşil bitkiler 4 oran
suyu 1 oran doymuş glasial asetik asit ile bakır asetat
kristalleri konularak hazırlanmış eriyik içinde kaynatılırlar.
Bu kaynatma işlemi, bakır asetatın bitkideki klorofil çözüp
yerine geçinceye kadar devam eder. Bu şekilde işlem görmüş
ömekler %5'lik formol içinde saklanırlar. Daha iyi bir yöntem
ise ömekler %5'lik bakır sülfat içinde en az bir saat yıkanırlar.
Yıkanan örnekler 1000 ml.saf suya %5-6'lık kükürt dioksit
eriyiğinden 15 ml. konularak hazırlanmış karışımın içine
konularak kapalı bir kapta saklanırlar. Meyvalar için eriyik
içine 20-30 rnl. beyaz gliserin ilave edilmelidir.
2.2.2.3. Kültür Mantarlarının Stoklarda Saklanması
Stoklarda canlı olarak saklanması istenilen mantarlar agar-agar
üzerine –20°C'de ortalama 6 ay ile en çok 1 yıl arasında
tutulurlar. Bu zaman içinde ölmemeleri için tekrar kültür
yapılması gerekmektedir. Diğer bir yöntem ise sterilize
mineral yağının içine atılarak (yağ içinde devamlı batık
duracağı için) senelerce saklanması söz konusudur. En iyi
yöntem olarak sporların liofil ile muamele görmesi veya
kuru olarak dondurulup saklanmasıdır. Bu yöntem ile en az
20 yıl kültüre alınmadan saklanması mümkündür.
2.2.2.4. Mantarlann Kuru Olarak Saklanması
Mantarlar kuru olarak çok uzun yıllar saklanabilirler.
Otsu bitkilerin üzerinde, yapraklarında bulunan parazit
mantarlar, o bitkilerin preslerde kurutulması ile uzun yıllar
saklanabilir. Şapkalı mantarlar toplandıktan sonra tahta
veya metal kutular içinde kurutulmaya bırakırlar. Kurutulmuş
mantarlar, büyüklüklerine göre yapılmış gözlerin içine konularak
saklanırlar. Böceklerden korunmaları için paradiklorobenzen
ile zehirlenirler.
2.3. Likenlerin Herbaryumu
2.3.1. Likenlerin Toplanması
Likenler kaya, taş, ağaç, odun, ağaç kabuğu, sürgün, yaprak,
çürümüş ağaç gövdesi üzerinde, yosunlar arasında ve seyrek
olarakta kemik, cam ve deri parçaları üzerinde yetişebilirler.
Bu çok değişik ortamlarda yetişmeleri nedeni ile farklı
toplama yöntemleri uygulanır. Likerıin toplandığı ortamın
tam olarak tanımlanması gerekir. Ömeğin: kayanın cinsi,
üzerinden toplandığı ağacın cins ismi, gölge ve nem durumu
tam olarak not edilmelidir. Bu bilgiler likenlerin adlandırılması
için çok önemlidir. Toplama için gerekli olan gereçler şunlardır.
-
Bir jeolog çekici.
-
Kısa uçlu bir keski, sert keskin bir
çakı (gerektiğinde çekiç vuruşlarına dayanıklı olrnalı),
budama makası (sürgünler için) gibi kesiciler,
-
Arazi not defteri,
-
Pres, kurutma ve gazete kağıtları,
-
Gazete kağıtlarından hazırlanmış değişik
boyda zarflar
-
Boyunda taşınabilecek bir büyüteç
Likenler vejetatif şekillerine göre şu başlıklar altında
toplanabilir.
Kabuksu (Krustaseus) Likenler
Bu likenlerin tallusları ağaçlar, topraklar ve kayalar
üzerinde az veya çok gelişmiş bir kabuk oluştururlar. Liken
bulunduğu ortama çok yakındır ve bazen tamamen gömülmüştür.
Likenleri toplarken bağlı bulunduğu ortamdan kopanlmaya
çalışılırsa, adlandırmada çok önemli olan likenin kenarları
bozulacağı için kesinlikle adlandırılamazlar. Bu şekilde
toplanan örneklerin hiç bir ilmi değeri yoktur. Bir çok
tür ise sarı-kahverengi renkte olduğu için bu renk tonları
çok iyi gözlenmeli ve değişik türlerin toplanılmasına çalışılmalıdır.
Kabuklar ve odunlar üzerinde bulunan likenler genellikle
bir çakı yardımı ile likenin hemen altından kabuk veya ağaçtan
bir parça kesilerek alınırlar. Sürgünlerde bulunanlar ise
bağ makası ile kesilerek alınır.
Karayosunları ve topraklar üzerinde bulunanlar genellikle
çok narindir ve dikkatlice toplanmalıdır. En iyi yöntem,
liken bir çakı yardımı ile hemen altından alınmalı ve kütle
halinde bir kutuya konulmalıdır. Eğer kutu yoksa kalınca
kağıttan yapılmış bir zarf içine konularak düz bir durumda
tutulmalı, sallama ve titremelerden korunmalıdır.
Kayalar üzerindeki likenleri toplarken, likenlerin üzerinde
geliştikleri kayadan büyükçe bir parça koparılarak alınır.
Üzerinde değişik türlerin bulunduğu büyük kaya parçalarını
koparmak, tek bir liken türünün bulunduğu küçük parçaları
koparmaktan daha iyidir. Bu şekilde toplanan kaya likenleri
bir kağıda sanlır ve çantada birbirlerine sürterek örneklerin
bozulmamaları için kalın kağıtdan yapılmış zarflar içine
yerleştirilirler. Kaya likenlerini bir çakı yardımı ile
kayalar üzerinden sağlam bir şekilde sıyırarak almak olanaksızdır
ve örnekler alınırken bozulurlar.
Yapraksı (Follos) Likenler
Kabuksu likenlerde uygulanan yöntemin aynısı uygulanır.
Likenin tam olarak toplanılmasına hatta örnek büyük olsa
bile dikkat edilmelidir. Likenler içinde renklerini en fazla
değiştiren yapraksı likenlerdir. Bunun için toplandığı andaki
rengi adlandırma çalışmalarında çok önemli olduğu için kesinlikle
not edilmelidir.
Dalsı (Fruticos) Likenler
Toplanması oldukça kolay olan örneklerdir. Toplanma sırasında
kaide diskleri bağlı bulundukları ortamdan kolaylıkla ayrılmazlar.
O nedenle dikkatlice kaide diskinin likenle beraber alınmasına
çalışılmalıdır. Bağlı bulundukları ortamın özelliklerinin
not edilmesi çok önemlidir. Özellikle Usnea cinsinde.
2.3.2. Likenlerin Saklanması ve Etiketlenmesi
Likenler çok yavaş kurutulmaya bırakıldıkları zaman üzerlerinde
pas ve mantarlar kolaylıkla gelişebilir. Bunun için kesinlikle
çok iyi kurutulmalıdırlar. Kabuklu likenler güneş ışığı
altında veya orta sıcaklıktaki bir odada 24-46 saat kurutulmaya
bırakılırlar. Yapraksı ve çalımsı likenler kurutma kağıtları
arasında kurutulmalı ancak pres içinde sıkıştınlmamalıdırlar.
Kurutma kağıtlarının ağırlığı yeterince baskı yapacağı için
sıkıştırmaya gerek yoktur. Çalımsı likenler taze iken pres
edilmelidirler. Dikkat edilecek nokta adlandırma çalışmalannın
rahat yapılabilmesi için tallusları düzgünce açılarak iyi
görünmeleri sağlanmalıdır. Örnekler kurumuş ise nemlendirilerek
gevşetilir ve sonra pres edilirler. Bu yöntem Usnea cinsi
için kolaylıkla uygulanabilir.
Örnekler kurutulduktan sonra kalın kağıttan yapılmış zarflar
içine yerleştirilir. Külah veya şapka şeklinde olan zarflar
en kullanışlı olanlandır. Külahın tepe kısmı katlanarak
ek bir kapak da oluşturulabilir. Eğer normal zarflar kullanılıyorsa
zarfın zamklı kısmının likene değmemesine dikkat edilir.
Bu şekildeki içinde liken ömekleri bulunan zarflar herbaryum
kartonlanna zarfın altına zamk sürülerek yapıştınlır. Kaya
likenleri ise kaya parçası ile bir fılitre kağıdına sanlarak
zarfın içine yerleştirilir.
Tüm bilgiler herbaryum merkezinin özel etiketi üzerine
yazılarak, etlket zarfın üstüne yapıştınlır.
2.4. Ciğerotları Karayosunlarının Herbaryumu
Ciğerotları ve Karayosunları, ağaç kabukları, toprak ve
kayalar üzerinde, çok nemli olan kaya oyuklarında, eğreltl
otu rizomlan, su serpintilerinin çarptığı kayalarda ve bazı
türler ise durgun veya akan sularda batık olarak bulunurlar.
Likenlerin toplanmasında kullanılan gereçler (budama makası
hariç) kullanılır. Doğada çok karmaşık ve iç içe bulunduklarından
arazide türlere ayrılarak toplanmaları oldukça zordur ve
özellikle küçük örnekler toplama sırasında gözden kaçabilir.
Özel olarak bir grup ile çalışan toplayıcılar arazide ömekleri
tanıyıp sınıflandırabilirler. Ancak tüm ömeklerin toplanması
yapılıyor ise o zaman bazen bir zarf içine birden fazla
tür girebilir. Bu türlerde adlandırma sırasında ayrılarak
ayrı ayrı zarfların içine konulur ve toplama numarasına
a. b. c diye ayrılarak numaralanır (Ömek: 3253-a. 3253-b.
3253-c gibi). Ağaç kabukları üzerinde bulunanlar çakı ile
sıyrııarak kabukla beraber, kayalar üzerinde bulunanlar
ise kaya çekici ile kınlarak örneğe zarar vermeden alınırlar.
Toprak üzerinde bulunanlar çakı yardımıyla ince bir toprak
tabakası ile beraber alınmalıdır. Toplanacak karayosunlarının
kapsüllü olmasına dikkat edilmelidir. Kapsüllü durumuna
her zaman rastlanmaz. O zaman vejetatif kısımları alınır.
Bu durum gözönünde tutularak karayosunları adlandırma anahtarları
vejetatif karakterlere göre de yapılmıştır. Gerçekte, bazı
karayosunlarının kapsülleri bile bilinmemektedir. Bu nedenle
kapsüllü örnekler toplanırken, steril (kapsülsüz) örneklerden
de alınmalıdır. Toplanan örnekler önceden hazırlanmış gazete
kağıtlarından yapılmış zarfların içine konulur ve zarfın
üstüne toplama numarası yazılarak, aynı numara deftere yazılır
ve karşısına da toplandığı ortam (kaya, ağaç, toprak, su
v.b.) ve toplandığı ağacın türü yazılır. Eğer ağacın tür
ismi bilinmiyorsa, sonradan adlandırmak için ağaçtan örnek
alınır. Bu şektide zarflara konulmuş örnekler kurutma kağıtları
arasına yerleştlrilerek kurutulur, ancak presin sıkılması
gerekmez. Örnekler üst üste konulduğundan kendi ağırlıkları
yeterlidir.
Adlandırma çalışmaları sırasında kurumuş örneğin kapsüllü
ve vejetatif kısımlarından parça koparılarak su içine alınır
ve yumuşatılır.
Adlandırılmış örnekler ana kolleksiyona girmeden önce beyaz
kağıttan yapılmış zarflar içine alınır ve zarflar Herbaryum
kartonları üstüne yapıştınlır. Zarfların üstüne tür ismi
ve gerekli bilgiler yazılmış herbaryum özel etiketi yapıştınlır.
2.5. Eğreltilerin (Filicinae, Equisetinae, Lycopodinae)
Herbaryumu
Eğreltiler çoğunlukla nemli yerlerde, özellikle dere kenarlarında
bulunurlar. Ender olan türler çoğunlukla primer ormanlarda,
ağaç dalları üzerinde bulunur. Açık arazide ve sekonder
ormanlarda bulunan türler çoğunlukla her yerde rastladığımız
geniş yayılış gösteren türlerdir. Islak, yüksek dağlardaki
bozulmamış ormanlar en iyi toplandıkları yerlerdir.
Toplamada sporlu türlerin toplanmasına dikkat edilmelidir.
Sporları içeren sporangiyumlar, eğreltilerde yaprakların
alt yüzeyinde kahverengi sıralar veya demetler halinde bulunurlar.
Lycopodium ve Equisetum'lar küçük kozalaklara sahip iken,
Marsilea 4 yapraklı yoncaya benzeyen yaprakları ile küçük
bir bitkidir ve bu yaprakların dibinde de küçük yuvarlak
sporakarp'ları vardır. Sporakarp'lar Marsilea'nın adlandınlması
için gereklidir. Isoetes'ler ıslak yerlerde ve su içinde
büyüyen Gramineae örneklerine benzerler. Bazı cinsler (örneğin:
Elaphoglossum)'da sporlar her zaman bulunmaz. Bu durumda
steril ve verimsiz örnekler toplanmalıdır. Toplamada gövde
ve toprak altı kısımlan (rizomlar) alınmalı, ağaçsı eğreltilerde
gövdenin kalınlığı ve yüksekliği not edilmelidir. Gövdenin
dip kısmı adlandırmada çok gerekli olduğu için kesinlikle
alınmalıdır. Kurak bölgelerden toplanmış bazı eğreltilerde
yapraklar ondüleli olabilir. Bunlar preslenmeden önce düzeltilmelidir.
Örnekte çok yaprak varsa bir iki yaprak bırakılarak diğerleri
koparılabilir.
|